Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
şu ya da bu kimse/şey/yer
(biriyle/bir şeyle) aynı
Geçmiş
Cümleler
"(biriyle/bir şeyle) aynı"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı
equal to (someone or something)
f.
Idioms
2
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı
the same as (someone or something)
expr.
"(biriyle/bir şeyle) aynı"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 91 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmamak
disagree with (someone or something)
f.
I am one of those who value it highly, although some may
disagree with
me.
Bazıları benimle
aynı fikirde olmasa
da ben bu konuya büyük önem verenlerden biriyim.
More Sentences
2
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde/hemfikir olmak
fall in with (someone or something)
f.
3
Öbek Fiiller
birine/bir şeye biriyle/bir şeyle aynı ismi vermek
name someone or something for someone or something
f.
4
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmak
swing with (someone or something)
f.
5
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle aynı yere koymak
keep someone or something in with someone or something
f.
6
Öbek Fiiller
biriyle/bir şeyle aynı fikirde olmak
align oneself with someone or something
f.
7
Öbek Fiiller
biriyle/bir şeyle aynı fikirde olmak
align oneself with someone or something
f.
8
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) aynı kefeye koymak
class (someone or something) with (someone or something)
f.
9
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) aynı gruba koymak
class (someone or something) with (someone or something)
f.
10
Öbek Fiiller
bir şeyde biriyle/bir şeyle aynı seviyede olmak
equal someone or something in something
f.
11
Öbek Fiiller
bir şeyde biriyle/bir şeyle aynı olmak
equal someone or something in something
f.
12
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede
equal to (someone or something)
f.
13
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde/görüşte olmak
get down with (someone or something)
f.
14
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/hızda ilerlemek
keep up with (someone or something)
f.
15
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/düzeyde olmak
measure up (to someone or something)
f.
16
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye biriyle/bir şeyle) aynı ismi vermek
name (someone or something) after (someone or something)
f.
17
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde olmak
rank with (someone or something)
f.
18
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde saymak
rank with (someone or something)
f.
19
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı derecede önemli/değerli sayılmak/görülmek
rate with (someone or something)
f.
20
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı derecede önemli/değerli saymak/görmek
rate with (someone or something)
f.
21
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı anda okumak
read along (with someone or something)
f.
Phrases
22
İfadeler
biriyle/bir şeyle aynı fikirde değil
out of sympathy with somebody/something
expr.
23
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı surette
after the fashion of (someone or something)
expr.
24
İfadeler
biriyle/bir şeyle aynı surette
after the fashion of somebody/something
expr.
25
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı surette
after the fashion of (someone or something)
expr.
26
İfadeler
biriyle/bir şeyle aynı surette
after the fashion of somebody/something
expr.
27
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı görüşte
in agreement (with someone or something)
expr.
28
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı anda
in company with (someone or something)
expr.
29
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede
in company with (someone or something)
expr.
30
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı platformda
in company with (someone or something)
expr.
31
İfadeler
biriyle/bir şeyle aynı anda
in company with somebody/something
expr.
32
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde
in phase (with someone or something)
expr.
33
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer amaçları, idealleri paylaşan
in phase (with someone or something) [uk]
expr.
34
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer zevkleri paylaşan
in phase (with someone or something) [uk]
expr.
35
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde
in step with (someone or something)
expr.
36
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde
in sync (with someone or something)
expr.
37
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer amaçları, idealleri paylaşan
in sync (with someone or something)
expr.
38
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer zevkleri paylaşan
in sync (with someone or something)
expr.
39
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde
in time (with someone or something)
expr.
40
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı zamanlamada
in time (with someone or something)
expr.
41
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı tonda
in tune with (someone or something)
expr.
42
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşan
in tune with (someone or something)
expr.
43
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalan
in tune with (someone or something)
expr.
44
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı değerde
on par (with someone or something)
expr.
45
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde
on par (with someone or something)
expr.
46
İfadeler
(biriyle/bir şeyle) aynı kulvarda
on par (with someone or something)
expr.
Proverb
47
Atasözü
(biriyle/bir şeyle) aynı surette
after the style of (someone or something)
expr.
48
Atasözü
(biriyle/bir şeyle) aynı surette
after the style of (someone or something)
expr.
Colloquial
49
Konuşma Dili
biriyle/bir şeyle aynı derecede/şekilde
as well as someone or something
expr.
50
Konuşma Dili
(biriyle/bir şeyle) tamamen aynı fikirde (olmak)
(be) at one (with somebody/something)
expr.
51
Konuşma Dili
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde
at one with (someone or something)
expr.
52
Konuşma Dili
(biriyle/bir şeyle) aynı şeyleri düşünen
at one with (someone or something)
expr.
Idioms
53
Deyim
biriyle/bir şeyle aynı fikirde olmamak
take a dim/poor view of somebody/something
f.
54
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde yürümek
march in time (with someone or something)
f.
55
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı zamanlamada yürümek
march in time (with someone or something)
f.
56
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı çizgide olmak
be in line with (someone or something)
f.
57
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak
be in sync (with someone or something)
f.
58
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak
be in time (with someone or something)
f.
59
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşmak
be in tune with (someone or something)
f.
60
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalmak
be in tune with (someone or something)
f.
61
Deyim
biriyle/bir şeyle aynı düzeyde olmak
be on a par with somebody/something
f.
62
Deyim
biriyle/bir şeyle aynı kulvarda olmak
be on a par with somebody/something
f.
63
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşmak
be in tune (with somebody/something)
f.
64
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalmak
be in tune (with somebody/something)
f.
65
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmak
be in tune (with somebody/something)
f.
66
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşmamak
be out of tune (with somebody/something)
f.
67
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmamak
be out of tune (with somebody/something)
f.
68
Deyim
birini/bir şeyi (biriyle/bir şeyle) aynı çizgiye getirmek
bring somebody/something into line (with somebody/something)
f.
69
Deyim
birini/bir şeyi (biriyle/bir şeyle) aynı çizgiye getirmek
bring someone or something into line
f.
70
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı anda hareket etmek
get in sync (with someone or something)
f.
71
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı amaçlara, beğenilere, görüşlere sahip olmak
get in sync (with someone or something)
f.
72
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer bakış açısına/fikirlere sahip olmak
get in sync (with someone or something)
f.
73
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalmak
get in tune with (someone or something)
f.
74
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı anda/senkronize hareket etmemek
get out of sync (with someone or something)
f.
75
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmamak
join issue with (someone or something)
f.
76
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde hareket etmek
keep in step (with someone or something)
f.
77
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde yürümek
march in step (with someone or something)
f.
78
Deyim
biriyle/bir şeyle aynı ortamda bulunmayı reddetmek
not give somebody/something houseroom [uk]
f.
79
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı anda hareket eden
in lockstep (with someone or something)
expr.
80
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı şekilde hareket eden
in lockstep (with someone or something)
expr.
81
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı derecede iyi
every bit as good (as somebody/something)
expr.
82
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/düzeyde/kulvarda değil
not in the same league as (someone or something)
expr.
83
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı kalitede/sınıfta değil
not in the same league as (someone or something)
expr.
84
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/düzeyde/kulvarda değil
not in the same league with (someone or something)
expr.
85
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı kalitede/sınıfta değil
not in the same league with (someone or something)
expr.
86
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı değerde
on a par with (someone or something)
expr.
87
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde
on a par with (someone or something)
expr.
88
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı kulvarda
on a par with (someone or something)
expr.
89
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmayan
out of sync (with someone or something)
expr.
90
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı tempoda/ritimde ilerleyemeyen
out of time (with someone or something)
expr.
91
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşmayan
out of tune with (someone or something)
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (biriyle/bir şeyle) aynı
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy